- Katılım
- 4 Ocak 2023
- Mesajlar
- 556
Almanca öğrenenlerin ilerleyişini hızlandırmak için, dilin B2 seviyesinde cümle kalıplarını öğrenmek oldukça önemlidir. Bu seviye, İleri Almanca olarak da adlandırılır ve öğrenenlerin daha karmaşık cümleleri anlamasını ve üretmesini gerektirir. Almanca B2 seviye cümle kalıpları etiketi altında toplanan içerikler, öğrenenlerin ihtiyaç duyduğu kalıpların yanı sıra örnek cümleler de sunmaktadır.
Bu etiket altında yer alan kalıplar, günlük hayatta kullanılan cümlelerin yanı sıra, iş görüşmeleri, seyahat etme, sağlık ve daha pek çok konuda kullanılabilecek kalıpları içermektedir. Öğrenenler, bu kalıpların doğru kullanımını öğrendikten sonra, kendilerini daha rahat ifade edebilirler ve Almanca konuşma becerilerini geliştirebilirler.
Özellikle, B2 seviyesinde öğrenenler, cümle kalıplarının yanı sıra, bağlaçları, zarfları ve edatları doğru kullanmayı da öğrenmelidirler. Bu sayede, Almanca dilini daha etkili ve doğru bir şekilde kullanarak, dil öğrenme sürecini hızlandırabilirler.
Almanca B2 seviye cümle kalıpları etiketi altında yer alan içeriklerimiz, öğrenenlerin dil becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak bir kaynaktır. Öğrenenler, dil öğrenme süreçlerini daha etkin hale getirmek için bu etiket altındaki içerikleri kullanabilirler.
Almanca B2 seviyesinde kullanabileceğiniz bazı cümle kalıplarını aşağıda bulabilirsiniz:
Diğer Almanca B2 seviye cümle kalıpları aşağıda verilmiştir:
Diğer Almanca B2 seviye cümle kalıpları aşağıda verilmiştir:
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilirim:
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edelim:
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilim:
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilirim
Bu etiket altında yer alan kalıplar, günlük hayatta kullanılan cümlelerin yanı sıra, iş görüşmeleri, seyahat etme, sağlık ve daha pek çok konuda kullanılabilecek kalıpları içermektedir. Öğrenenler, bu kalıpların doğru kullanımını öğrendikten sonra, kendilerini daha rahat ifade edebilirler ve Almanca konuşma becerilerini geliştirebilirler.
Özellikle, B2 seviyesinde öğrenenler, cümle kalıplarının yanı sıra, bağlaçları, zarfları ve edatları doğru kullanmayı da öğrenmelidirler. Bu sayede, Almanca dilini daha etkili ve doğru bir şekilde kullanarak, dil öğrenme sürecini hızlandırabilirler.
Almanca B2 seviye cümle kalıpları etiketi altında yer alan içeriklerimiz, öğrenenlerin dil becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak bir kaynaktır. Öğrenenler, dil öğrenme süreçlerini daha etkin hale getirmek için bu etiket altındaki içerikleri kullanabilirler.
Almanca B2 seviyesinde kullanabileceğiniz bazı cümle kalıplarını aşağıda bulabilirsiniz:
1. Es steht fest, dass... (Kesin olarak belli ki...) Beispiel: Es steht fest, dass die Konferenz im nächsten Monat stattfinden wird. (Kesin olarak belli ki, konferans önümüzdeki ay gerçekleşecek.)
2. Es fällt mir schwer zu entscheiden, ob... (Karar vermek zor geliyor bana...) Beispiel: Es fällt mir schwer zu entscheiden, ob ich den neuen Job annehmen soll oder nicht. (Karar vermek zor geliyor bana, yeni işi kabul etmeli miyim yoksa etmemeli miyim?)
3. Sowohl... als auch... (Hem... hem de...) Beispiel: Sowohl meine Eltern als auch meine Geschwister werden zur Hochzeit kommen. (Hem annem hem de kardeşlerim düğüne gelecekler.)
4. Es ist erwähnenswert, dass... (Söylemeye değer ki...) Beispiel: Es ist erwähnenswert, dass diese Stadt viele historische Sehenswürdigkeiten hat. (Söylemeye değer ki, bu şehirde birçok tarihi turistik yerler bulunmaktadır.)
5. Es hängt davon ab, ob... (Bu, şuna bağlıdır ki...) Beispiel: Es hängt davon ab, ob ich meine Arbeit rechtzeitig erledigen kann oder nicht, ob ich am Wochenende verreisen werde. (Bu, şuna bağlıdır ki, işimi zamanında bitirebilirsem yada bitiremezsem, hafta sonunda seyahat edeceğim.)
6. Es ist wichtig zu betonen, dass... (Vurgulamak önemlidir ki...) Beispiel: Es ist wichtig zu betonen, dass das Rauchen gesundheitsschädlich ist. (Vurgulamak önemlidir ki, sigara sağlığa zararlıdır.)
7. Ich bin davon überzeugt, dass... (İkna oldum ki...) Beispiel: Ich bin davon überzeugt, dass eine ausgewogene Ernährung für unsere Gesundheit sehr wichtig ist. (İkna oldum ki, dengeli beslenmenin sağlığımız için çok önemli olduğu.)
8. Aus diesem Grund... (Bu nedenle...) Beispiel: Aus diesem Grund habe ich beschlossen, nächstes Jahr ein Auslandssemester zu machen. (Bu nedenle, gelecek yıl bir yarıyıl yurt dışında geçirmeye karar verdim.)
9. Im Laufe der Zeit... (Zamanla...) Beispiel: Im Laufe der Zeit haben sich unsere Ansichten über viele Dinge verändert. (Zamanla, birçok şey hakkındaki görüşlerimiz değişti.)
10. Es lässt sich nicht leugnen, dass... (İnkar edilemez ki...) Beispiel: Es lässt sich nicht leugnen, dass das Internet einen großen Einfluss auf unser tägliches Leben hat. (İnkar edilemez ki, internet günlük yaşamımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.)
Diğer Almanca B2 seviye cümle kalıpları aşağıda verilmiştir:
11. Obwohl... (Rağmen...) Beispiel: Obwohl es geregnet hat, sind wir spazieren gegangen. (Rağmen yağmur yağdı, yürüyüşe çıktık.)
12. Es gibt viele Argumente dafür/dagegen, dass... (Birçok nedeni var ki...) Beispiel: Es gibt viele Argumente dafür, dass eine vegetarische Ernährung gesünder ist. (Birçok nedeni var ki, vejetaryen beslenmenin daha sağlıklı olduğuna dair.)
13. Es steht außer Frage, dass... (Soru dışı belli ki...) Beispiel: Es steht außer Frage, dass die Umwelt geschützt werden muss. (Soru dışı belli ki, çevre korunmalıdır.)
14. Es ist bemerkenswert, dass... (Dikkat çekici ki...) Beispiel: Es ist bemerkenswert, dass immer mehr Menschen sich für alternative Energien interessieren. (Dikkat çekici ki, daha fazla insan alternatif enerjilere ilgi gösteriyor.)
15. Einerseits... andererseits... (Bir yandan... diğer yandan...) Beispiel: Einerseits ist es wichtig, gesund zu essen, andererseits sollte man auch nicht auf alles verzichten. (Bir yandan sağlıklı beslenmek önemlidir, diğer yandan her şeyden vazgeçmemelisiniz.)
16. Es ist offensichtlich, dass... (Açık ki...) Beispiel: Es ist offensichtlich, dass die Technologie unser Leben stark beeinflusst hat. (Açık ki, teknoloji hayatımızı güçlü bir şekilde etkilemiştir.)
17. Laut... (Göre...) Beispiel: Laut der Umfrage sind die meisten Menschen mit ihrer Arbeit zufrieden. (Ankete göre, çoğu insan işlerinden memnun.)
18. Es ist anzunehmen, dass... (Tahmin edilebilir ki...) Beispiel: Es ist anzunehmen, dass in Zukunft immer mehr Menschen autonom fahrende Autos nutzen werden. (Tahmin edilebilir ki, gelecekte daha fazla insan otonom araçları kullanacak.)
19. Nicht nur... sondern auch... (Sadece ... değil, aynı zamanda...) Beispiel: Nicht nur Deutschland, sondern auch viele andere Länder haben mit der Corona-Pandemie zu kämpfen. (Sadece Almanya değil, aynı zamanda birçok diğer ülke de Covid-19 salgınıyla mücadele ediyor.)
20. Es ist fraglich, ob... (Tartışmalıdır ki...) Beispiel: Es ist fraglich, ob das Rauchen auf öffentlichen Plätzen erlaubt sein sollte. (Tartışmalıdır ki, halka açık yerlerde sigara içmek izin verilmeli midir?)
Diğer Almanca B2 seviye cümle kalıpları aşağıda verilmiştir:
21. Es ist erwähnenswert, dass... (Bahsedilmeye değer ki...) Beispiel: Es ist erwähnenswert, dass viele Unternehmen ihre Geschäftsmodelle während der Pandemie anpassen mussten. (Bahsedilmeye değer ki, birçok şirket pandemi sırasında iş modellerini değiştirmek zorunda kaldı.)
22. Es ist sinnvoll, ... (Mantıklıdır ki...) Beispiel: Es ist sinnvoll, regelmäßig Sport zu treiben, um fit zu bleiben. (Mantıklıdır ki, formda kalmak için düzenli olarak spor yapmak.)
23. Es ist davon auszugehen, dass... (Beklenildiği gibi...) Beispiel: Es ist davon auszugehen, dass die Digitalisierung auch in Zukunft eine wichtige Rolle spielen wird. (Beklenildiği gibi, dijitalleşmenin gelecekte de önemli bir rol oynayacağı düşünülüyor.)
24. Es ist notwendig, dass... (Gerekli ki...) Beispiel: Es ist notwendig, dass jeder seinen Beitrag zum Umweltschutz leistet. (Gerekli ki, herkes çevre korumasına katkıda bulunsun.)
25. Es ist bedauerlich, dass... (Üzücü ki...) Beispiel: Es ist bedauerlich, dass viele Menschen immer noch diskriminiert werden. (Üzücü ki, birçok insan hala ayrımcılığa maruz kalıyor.)
26. Es ist unvermeidlich, dass... (Kaçınılmazdır ki...) Beispiel: Es ist unvermeidlich, dass die Weltbevölkerung weiter wächst. (Kaçınılmazdır ki, dünya nüfusu daha da artacaktır.)
27. Es ist wichtig zu betonen, dass... (Vurgulamak önemlidir ki...) Beispiel: Es ist wichtig zu betonen, dass die Meinungsfreiheit ein Grundrecht ist. (Vurgulamak önemlidir ki, düşünce özgürlüğü bir temel hak ve özgürlüktür.)
28. Es ist möglich, dass... (Mümkündür ki...) Beispiel: Es ist möglich, dass in Zukunft noch effizientere Energiespeicher entwickelt werden. (Mümkündür ki, gelecekte daha verimli enerji depolama sistemleri geliştirilecektir.)
29. Es ist fraglos, dass... (Şüphesiz ki...) Beispiel: Es ist fraglos, dass die Digitalisierung viele Vorteile bietet. (Şüphesiz ki, dijitalleşme birçok avantaj sunuyor.)
30. Es ist erstaunlich, dass... (Şaşırtıcı ki...) Beispiel: Es ist erstaunlich, dass es immer noch Menschen gibt, die den Klimawandel leugnen. (Şaşırtıcı ki, hala iklim değişikliğini inkar eden insanlar var.)
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilirim:
31. Es ist anzunehmen, dass... (Tahmin edilebilir ki...) Beispiel: Es ist anzunehmen, dass sich die Arbeitswelt in Zukunft weiter verändern wird. (Tahmin edilebilir ki, iş dünyası gelecekte daha fazla değişecektir.)
32. Es ist empfehlenswert, ... (Tavsiye edilir ki...) Beispiel: Es ist empfehlenswert, regelmäßig zu lüften, um das Raumklima zu verbessern. (Tavsiye edilir ki, oda havasını iyileştirmek için düzenli olarak havalandırın.)
33. Es ist schwierig zu sagen, ob... (Zor söylenebilir ki...) Beispiel: Es ist schwierig zu sagen, ob die Corona-Pandemie bald vorbei sein wird. (Zor söylenebilir ki, koronavirüs pandemisi yakında bitecek mi?)
34. Es ist bemerkenswert, dass... (Dikkat çekici ki...) Beispiel: Es ist bemerkenswert, dass immer mehr Menschen sich für Nachhaltigkeit engagieren. (Dikkat çekici ki, giderek daha fazla insan sürdürülebilirlik için çaba gösteriyor.)
35. Es ist zu befürchten, dass... (Korkulduğu gibi...) Beispiel: Es ist zu befürchten, dass der Klimawandel noch drastischere Auswirkungen haben wird. (Korkulduğu gibi, iklim değişikliğinin daha da drastik sonuçları olacak.)
36. Es ist ungewiss, ob... (Belirsizdir ki...) Beispiel: Es ist ungewiss, ob die nächste Bundestagswahl zu einer stabilen Regierung führen wird. (Belirsizdir ki, gelecek federal seçimlerin istikrarlı bir hükümete yol açıp açmayacağı.)
37. Es ist erfreulich, dass... (Sevindirici ki...) Beispiel: Es ist erfreulich, dass sich immer mehr Menschen für den Tierschutz einsetzen. (Sevindirici ki, giderek daha fazla insan hayvan koruma için çaba gösteriyor.)
38. Es ist unabdingbar, dass... (Vazgeçilmezdir ki...) Beispiel: Es ist unabdingbar, dass die Gesellschaft gemeinsam gegen den Klimawandel kämpft. (Vazgeçilmezdir ki, toplumun birlikte iklim değişikliğiyle mücadele etmesi gerekiyor.)
39. Es ist zu erwarten, dass... (Bekleniyor ki...) Beispiel: Es ist zu erwarten, dass sich die Technologie in Zukunft noch schneller entwickeln wird. (Bekleniyor ki, gelecekte teknolojinin daha hızlı gelişeceği.)
40. Es ist ratsam, ... (Akıllıca olur ki...) Beispiel: Es ist ratsam, regelmäßig zu sparen, um im Notfall finanziell abgesichert zu sein. (Akıllıca olur ki, acil durumlarda finansal olarak güvende olmak
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edelim:
41. Es ist wichtig zu betonen, dass... (Vurgulamak önemlidir ki...) Beispiel: Es ist wichtig zu betonen, dass Bildung eine zentrale Rolle für die Zukunftsfähigkeit einer Gesellschaft spielt. (Vurgulamak önemlidir ki, eğitim toplumun gelecek için yeterliliği için merkezi bir rol oynamaktadır.)
42. Es ist davon auszugehen, dass... (Bunun varsayılması bekleniyor ki...) Beispiel: Es ist davon auszugehen, dass der demographische Wandel die Rentenversicherung vor große Herausforderungen stellt. (Bunun varsayılması bekleniyor ki, demografik değişim emeklilik sigortası için büyük zorluklar yaratacaktır.)
43. Es ist bedauerlich, dass... (Üzücü ki...) Beispiel: Es ist bedauerlich, dass immer noch viele Menschen unter Armut leiden. (Üzücü ki, hala birçok insan yoksulluk içinde yaşıyor.)
44. Es ist fraglich, ob... (Şüpheli ki...) Beispiel: Es ist fraglich, ob die Maßnahmen zur Bekämpfung der Kriminalität ausreichen werden. (Şüpheli ki, suçla mücadele için alınan önlemlerin yeterli olup olmayacağı.)
45. Es ist zu bedenken, dass... (Düşünülmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist zu bedenken, dass unsere Handlungen Auswirkungen auf die Umwelt haben. (Düşünülmesi gereken ki, eylemlerimizin çevre üzerinde etkisi vardır.)
46. Es ist erstaunlich, dass... (Şaşırtıcı ki...) Beispiel: Es ist erstaunlich, dass immer mehr Unternehmen auf Nachhaltigkeit setzen. (Şaşırtıcı ki, giderek daha fazla şirket sürdürülebilirliğe önem veriyor.)
47. Es ist anzuerkennen, dass... (Kabul edilebilir ki...) Beispiel: Es ist anzuerkennen, dass der Einsatz erneuerbarer Energien wichtig für den Klimaschutz ist. (Kabul edilebilir ki, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı iklim koruma için önemlidir.)
48. Es ist zu hoffen, dass... (Umut ediliyor ki...) Beispiel: Es ist zu hoffen, dass die Politik die richtigen Maßnahmen zur Lösung der Klimakrise ergreifen wird. (Umut ediliyor ki, politika iklim krizinin çözümü için doğru önlemleri alacaktır.)
49. Es ist anzunehmen, dass... (Tahmin edilebilir ki...) Beispiel: Es ist anzunehmen, dass die Digitalisierung unser Leben in Zukunft noch stärker beeinflussen wird. (Tahmin edilebilir ki, dijitalleşme gelecekte hayatımızı daha güçlü bir şek
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilim:
50. Es ist unumgänglich, dass... (Kaçınılmaz ki...) Beispiel: Es ist unumgänglich, dass wir uns der Folgen des Klimawandels bewusst werden und entsprechend handeln. (Kaçınılmaz ki, iklim değişikliğinin sonuçlarına farkındalık kazanmalı ve buna göre hareket etmeliyiz.)
51. Es ist zu empfehlen, dass... (Önerilen ki...) Beispiel: Es ist zu empfehlen, dass man regelmäßig Sport treibt, um gesund zu bleiben. (Önerilen ki, sağlıklı kalabilmek için düzenli olarak spor yapılmalıdır.)
52. Es ist bemerkenswert, dass... (Dikkate değer ki...) Beispiel: Es ist bemerkenswert, dass die Wissenschaft in den letzten Jahren enorme Fortschritte gemacht hat. (Dikkate değer ki, son yıllarda bilim büyük ilerlemeler kaydetti.)
53. Es ist anzunehmen, dass... (Varsayılabileceği gibi...) Beispiel: Es ist anzunehmen, dass die globale Erwärmung auch in Zukunft große Auswirkungen auf das Weltklima haben wird. (Varsayılabileceği gibi, küresel ısınmanın dünya iklimi üzerinde gelecekte de büyük etkileri olacaktır.)
54. Es ist unvermeidbar, dass... (Kaçınılmaz ki...) Beispiel: Es ist unvermeidbar, dass es in einer globalisierten Welt zu Konflikten und Spannungen kommt. (Kaçınılmaz ki, küreselleşen dünyada çatışmalar ve gerilimler yaşanacaktır.)
55. Es ist zu beachten, dass... (Dikkat edilmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist zu beachten, dass die Finanzierung eines Studiums eine große Herausforderung sein kann. (Dikkat edilmesi gereken ki, bir üniversite eğitiminin finanse edilmesi büyük bir zorluk olabilir.)
56. Es ist fraglich, inwiefern... (Şüpheli ki...) Beispiel: Es ist fraglich, inwiefern die aktuelle Krise die Wirtschaft langfristig beeinträchtigen wird. (Şüpheli ki, mevcut krizin ekonomi üzerinde uzun vadeli etkileri olacak mı?)
57. Es ist zu befürchten, dass... (Korkulan ki...) Beispiel: Es ist zu befürchten, dass die zunehmende Polarisierung der Gesellschaft zu Spannungen führen wird. (Korkulan ki, toplumun artan kutuplaşması gerilimlere neden olacaktır.)
58. Es ist erfreulich, dass... (Sevindirici ki...) Beispiel: Es ist erfreulich, dass sich immer mehr Menschen für den Schutz der Umwelt engagieren. (Sevindirici ki, her geçen gün daha fazla insan çevre koruması için mücadele ediyor.)
Aşağıdaki Almanca B2 seviye cümle kalıplarına devam edebilirim
59. Es ist anzumerken, dass... (Belirtilmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist anzumerken, dass die Qualität der Produkte in den letzten Jahren stark gestiegen ist. (Belirtilmesi gereken ki, son yıllarda ürünlerin kalitesi çok artmıştır.)
60. Es ist zu erwähnen, dass... (Bahsedilmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist zu erwähnen, dass die Veranstaltung bereits um 18 Uhr beginnt. (Bahsedilmesi gereken ki, etkinlik saat 18'de başlayacak.)
61. Es ist davon auszugehen, dass... (Kabul edilebileceği gibi...) Beispiel: Es ist davon auszugehen, dass der Markt für erneuerbare Energien in den nächsten Jahren weiter wachsen wird. (Kabul edilebileceği gibi, yenilenebilir enerji piyasası önümüzdeki yıllarda daha da büyüyecektir.)
62. Es ist zu bedenken, dass... (Düşünülmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist zu bedenken, dass die Entscheidung Auswirkungen auf die Zukunft haben wird. (Düşünülmesi gereken ki, kararlar geleceğe etki edecektir.)
63. Es ist ratsam, dass... (Tavsiye edilir ki...) Beispiel: Es ist ratsam, dass man vor einer Reise die erforderlichen Impfungen durchführt. (Tavsiye edilir ki, bir seyahatten önce gerekli aşıları yaptırmak.)
64. Es ist zweifelhaft, ob... (Şüpheli ki...) Beispiel: Es ist zweifelhaft, ob die Maßnahmen zur Eindämmung der Corona-Pandemie ausreichend sind. (Şüpheli ki, korona salgınını önlemek için alınan önlemlerin yeterli olup olmadığı.)
65. Es ist zu vermuten, dass... (Tahmin edilebileceği gibi...) Beispiel: Es ist zu vermuten, dass die zunehmende Digitalisierung die Arbeitswelt grundlegend verändern wird. (Tahmin edilebileceği gibi, dijitalleşme iş dünyasını köklü bir şekilde değiştirecektir.)
66. Es ist anzuerkennen, dass... (Kabul edilmesi gereken ki...) Beispiel: Es ist anzuerkennen, dass der Klimawandel eine der größten Herausforderungen unserer Zeit darstellt. (Kabul edilmesi gereken ki, iklim değişikliği zamanımızın en büyük zorluklarından biridir.)
B2 seviyesinde kullanabileceğiniz başka Almanca cümle kalıpları aşağıda sıralanmıştır:67. Ich denke, dass... (Ben düşünüyorum ki...) Beispiel: Ich denke, dass es wichtig ist, regelmäßig Sport zu treiben. (Ben düşünüyorum ki, düzenli spor yapmanın önemli olduğu.)
68. Es kommt darauf an, ob... (Meseleye bağlı, eğer... ) Beispiel: Es kommt darauf an, ob es heute regnet oder nicht, ob ich ins Freibad gehe. (Meseleye bağlı, bugün yağmur yağarsa yada yağmazsa havuza giderim.)
69. Einerseits... andererseits... (Bir yandan... diğer yandan...) Beispiel: Einerseits möchte ich gerne verreisen, andererseits fehlt mir das Geld. (Bir yandan seyahat etmek istiyorum, diğer yandan param yok.)
70. Obwohl... (Rağmen...) Beispiel: Obwohl ich müde bin, werde ich heute Abend ins Kino gehen. (Rağmen yorgunum, bu akşam sinemaya gideceğim.)
71. Im Gegensatz zu... (Farklı olarak...) Beispiel: Im Gegensatz zu gestern ist das Wetter heute sonnig und warm. (Dünle farklı olarak, bugün hava güneşli ve sıcak.)
72. Ich habe den Eindruck, dass... (İzlenimim... ) Beispiel: Ich habe den Eindruck, dass es in letzter Zeit immer mehr Verkehr auf den Straßen gibt. (İzlenimim, son zamanlarda yollarda giderek daha fazla trafik olduğu.)
73. Ich bin der Meinung, dass... (Kanaatimce...) Beispiel: Ich bin der Meinung, dass jeder Mensch das Recht auf Bildung haben sollte. (Kanaatimce, her insanın eğitim hakkı olmalı.)
74. Was mich betrifft... (Benim açımdan...) Beispiel: Was mich betrifft, würde ich gerne noch mehr Sprachen lernen. (Benim açımdan, daha fazla dil öğrenmek istiyorum.)
75. Es ist anzunehmen, dass... (Tahmin edilebilir ki...) Beispiel: Es ist anzunehmen, dass die Bevölkerungszahl in den nächsten Jahren weiter steigen wird. (Tahmin edilebilir ki, önümüzdeki yıllarda nüfus sayısı artmaya devam edecektir.)
76. In Anbetracht dessen, dass... (Göz önüne alındığında...) Beispiel: In Anbetracht dessen, dass es morgen früh früh aufsteht, werde ich heute Abend früh ins Bett gehen. (Göz önüne alındığında, yarın sabah erken kalkacağım, bu yüzden bu akşam erken yatmaya karar verdim.)
