Almanca'da "nämlich" kelimesi "yani", "demek ki" gibi anlamlar taşır. Bu kelime cümle içinde ek bilgi vermek, açıklamak veya örneklemek için kullanılır. Aşağıda "nämlich" kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler verilmiştir:
1. Ich kann heute nicht ausgehen, ich muss nämlich arbeiten. (Bugün dışarı çıkamam, çünkü çalışmam gerekiyor.)
2. Er hat das Buch nicht gelesen, nämlich weil es zu teuer war. (Kitabı okumadı, çünkü çok pahalıydı.)
3. Der Film hat alle Erwartungen übertroffen, nämlich war er sehr spannend. (Film tüm beklentileri aştı, çünkü çok heyecanlıydı.)
4. Ich bin heute spät dran, nämlich habe ich mich verschlafen. (Bugün geç kaldım, çünkü uyandırmaya alarmımda yanılmışım.)
5. Meine Eltern haben eine große Überraschung für mich, nämlich ein neues Auto. (Ailem benim için büyük bir sürpriz hazırladı, yani yeni bir araba.)
6. Ich gehe oft Joggen, nämlich um mich fit zu halten. (Sık sık koşuya çıkıyorum, çünkü kendimi formda tutmak istiyorum.)
7. Morgen haben wir ein wichtiges Meeting, nämlich mit dem CEO des Unternehmens. (Yarın önemli bir toplantımız var, yani şirketin CEO'su ile.)
8. Wir können nicht zum Pool gehen, nämlich weil er heute geschlossen ist. (Bugün havuza gidemeyiz, çünkü kapalı.)
9. Das Restaurant hat viele positive Bewertungen bekommen, nämlich ist es sehr beliebt. (Restoran birçok olumlu yorum aldı, çünkü çok popüler.)
10. Ich kann nicht tanzen, nämlich habe ich zwei linke Füße. (Dans edemem, çünkü iki tane sol ayağım var.)
11. Der Kuchen schmeckt sehr gut, nämlich ist er frisch gebacken. (Pasta çok lezzetli, çünkü taze pişirildi.)
12. Ich habe heute frei, nämlich bin ich krank. (Bugün izinliyim, çünkü hasta oldum.)
13. Wir haben alle viel gelernt, nämlich haben wir hart gearbeitet. (Hepimiz bir şeyler öğrendik, çünkü sıkı çalıştık.)
14. Wir haben eine Woche Urlaub, nämlich gehen wir nach Spanien. (Bir haftalık izinimiz var, yani İspanya'ya gidiyoruz.)
15. Ich kann nicht kommen, nämlich bin ich schon verabredet. (Gelemem, zaten başka bir randevum var.)
16. Die Party war sehr lustig, nämlich haben wir viel getanzt. (Parti çok eğlenceliydi, çünkü çokça dans ettik.)
17. Die Suppe schmeckt komisch, nämlich ist sie sehr salzig. (Çorba garip bir tat veriyor, çünkü çok tuzlu.)
18. Ich habe heute viel zu tun, nämlich muss ich einkaufen und putzen. (Bugün yapacak çok şeyim var, çünkü alışverişe gitmek ve temizlik yapmak zorundayım.)
19. Der Zug hat Verspätung, nämlich wegen eines Unfalls. (Tren rötar yaptı, çünkü bir kaza oldu.)
20. Ich habe Frühsport gemacht, nämlich um meine Energie zu steigern. (Sabah sporu yaptım, çünkü enerjimi artırmak istedim.)